Yaşam

Herkes Bir Buzul Sansa Bile Gerçekler Çok Farklıydı: ABD’nin Rusya’dan Sakız Alıp Milyonlarca Dolar Kazandığı Alaska’nın Hikayesi

Geleneklerimize göre vatan toprağı kutsaldır ve ancak kanla verilir veya alınır. Aslında birçok eski ulus için durum böyleydi ancak son zamanlarda Ruslar bu geleneği bozarak büyük bir kara modülü olan Alaska’yı Amerika Birleşik Devletleri’ne sattılar. Doğru okudunuz;savaş yok, anlaşma yok, Ruslar Alaska’yı ABD’ye para karşılığı sattı biliyorsunuz.

Aslında Alaska Rusların anavatanı değil, sonradan gelip sömürdüler. Osmanlı Devleti’nin dahil olduğu olaylar sonucunda işe yaramaz göründüğünü düşünüp ABD’ye sattılar. Güzel ama yine tuhaf çünkü Alaska’da hiçbir şey yok diyorsan yanılıyorsun. çünkü o toprağın altı üstünden çok daha zengindir.Gelin tarihi bir yolculuk yapalım, ABD’nin Alaska’yı Rusya’dan nasıl satın aldığı sorusunun cevabına bakalım.

Bilmeyenler için önce bölgeyi tanıyalım; Alaska nerede?

Bugün Amerika Birleşik Devletleri’nin bir eyaleti olan Alaska, Kanada’nın batı ucunda, Rusya’nın ortasında ve Bering Boğazı ile sınır görevi görüyor. Pasifik Okyanusu’na da kıyısı vardır. Bir buzul olan bu bölge, 2 milyon metrekareye yakın yüzölçümü ile ABD’nin en büyük eyaletidir. Nüfusu 1 milyondan azdır. Alaska adı, büyük toprak anlamına gelen Rusça aleut kelimesinden türemiştir.

Gelelim Alaska’nın tarihine, aslında Ruslar da bölgenin yerlisi değiller:

Alaska’daki ilk insanların yaklaşık 15.000 yıl önce bölgeye yerleştiği varsayılmaktadır. O zamanlar Sibirya ile doğu Alaska arasında Beringia adında donmuş bir kara köprüsü vardı.İnsanlar hayvan sürüleriyle bu köprüyü geçerek bugün Alaska dediğimiz bölgeye geldiler.

Bölgeye gelen ilk yerleşimciler iki kümeye ayrıldı. Bir küme Alaska’da kalırken, diğeri Kuzey ve Güney Amerika’ya gerçek göçlerini sürdürdü. Yani evet, Kızılderililerden bahsediyoruz. Yaklaşık 4000 yıl önce Alaska bölgesinde yerleşik hayat başladı. Kıyı kesiminde yaşayanlar balina ve diğer su canlılarını avlarken, iç kesimlerde yaşayanlar karibu adı verilen ren geyiği avlıyordu.

Ruslar da neden burayı sömürmüyoruz dediler:

1735’te, Amerika’nın keşfedilmesinden yaklaşık iki yüzyıl sonra, Rus kaşif Mikhail Gvozdev, Alaska da dahil olmak üzere Kuzey Amerika kıyılarının haritasını çıkardı, ancak bölgeye ulaşamadı. Danimarkalı kaşif Vitus Jonassen Bering, 1741.Dönemin Rus Çarı Büyük Petro’nun desteğiyle yola çıktılar ve Alaska’yı ilk keşfeden Avrupalılar olarak bölgeye adım attılar.

Bölgedeki ilk Rus yerleşimi, 1784 yılında Grigorii Shelikhov tarafından Kodiak Adası’nda kuruldu. 1794 yılında dönemin Rus Çariçesi Catherine, adaya Ortodoks misyonerler gönderdi.Tabii burada amaç kültürel bir değişimin yanı sıra ticari faaliyetleri de yakalamaktı çünkü bölgedeki canlıların kürkleri eşsizdi.

1799’da Rus Çarı I. Paul, hükümdarlığı sırasında ilk Rus – Amerikan ortak şirketini kurdu. Sitka Adası’nda işlenen kürkler Çinlilere yüksek fiyatlara satıldı. Öte yandan İspanyollarla ticaret yapılıyordu. James Cook’un bölgeye gelişi aslında Alaska’daki İngiliz ve Amerikalı tüccarların sayısını büyük ölçüde artırdı. O zamanlar o kadar çok tuzak kurulmuştu ki bazı hayvan türlerinin nesli tükendi.

Her masadayız: Yeter ama Ruslar neden Alaska’yı ABD’ye satmaya karar verdi?

Rusya, 18. yüzyıl boyunca ve 19. yüzyılın ortalarına kadar Alaska’da çok karlı bir iş yaptı. Ancak bölgede İngiliz ve Amerikalı tüccarların sayısı artıyordu. Bir yandan dış sorunlar vardı. 1853’te başladı ve 1856’da tamamlandı Kırım Savaşı tüm planları alt üst etti.Çünkü Osmanlı Devleti, İngiltere ve Fransa, Rus Çarlığına karşıydı.

Bu savaşta Rusya yenildi ve İngilizler, İngiliz sömürgesini şimdi Kanada olan bölgede el sürterek genişletmek istediler. Ruslar baktı Alaska kontrolden çıkıyor, Bir analiz aramaya başladılar. Bölgeyi İngilizlere vermek istemedikleri için çözümleri Alaska’yı ABD’ye satmak oldu.

‘Bay. Sayın Bakan, deli misiniz?’

  • William Seward

O zamanlar ABD iç savaştan yeni çıkmıştı ve yaralarını zar zor sarıyordu. Dönemin Dışişleri Bakanı William Seward’ın Alaska’yı alma önerisi herkes tarafından tepkiyle karşılandı. İkili görüşmelerin ardından ABD nihayet 1867’de 7.2 milyon dolar ödeyerek Alaska’yı Rusya’dan satın aldı. Bu rakam dönüm başına iki sente eşdeğer, bugün oldukça gülünç bir rakam.

Bakan Seward’ın ne aptallığı ne de deliliği var. Ülke bu haldeyken neden gidip buzuldan iyi bir toprak modülü aldınız, büyük eleştirilere maruz kaldı. Haklıydılar ama birkaç yıl sonra Alaska topraklarından haber geldi.Seward’ın aslında gerçek bir dahi olduğunu ortaya çıkardı.

Alaska ülkesi altınla doluyken:

1872’de haber duyuldu, Alaska’nın Sitka Adası yakınlarında altın var! Bu öyle bir haberdi ki 1888’de Alaska’nın nüfusu 60.000’i geçmişti. Yukon bölgesinde de altın olduğu haberi olayları daha da şiddetlendirdi. O zamanlar gazeteci olan yazar Jack London’a göre 100 binden fazla madenci bölgeye akın etti. 1897’de bölgede 50’den fazla maden açıldı ve bugün hala var olan büyük şehirler inşa edildi. Alaska, 3 Ocak 1959’da dönemin ABD lideri Dwight D. Eisenhower tarafından ülkenin 49. eyaleti olarak kabul edildi.

Tüm bunlar, süreçten geçen Alaska Yerlilerinin başına geldi:

Alaska Yerlilerinin sıkıntısı aslında 18. yüzyılda Rusların gelişiyle başladı. Ortodoks misyonerler, yerlileri zorla Ortodokslaştırdı. Yerliler, Ruslarla evlenmeye ve Rus ırkından çocuk sahibi olmaya zorlandı.Üstelik avcı olan yöre halkı adeta köle gibi kullanılmış ve açlık için avlanmaya zorlanmıştır.

Amerikalıların gelişi tüm bunlara tuz ekledi. Yerlilerin alışık olmadığı yeni hastalıklar getirmek. Amerikalılar yüzünden, 1959’da geldiğimizde yerli nüfus sadece yüzde 19’du.Alaska kadınlarının ABD üzerindeki etkisi tüm bu yaşananların yanı sıra dünyaya ders olacak cinsten.

Alaska’nın yerli kadınları, eşleri kadar eğitimli ve ticaretle uğraşıyorlardı. ABD’ye satıldıktan sonra bile bölgede maden, otel, banka işleten kadınlar vardı. Alaska hanımları çok güçlüydü ABD’li kadınlardan önce oy kullanma hakkını kazandılar. Aslında, ABD Sivil Haklar Yasası’ndan on yıl önce, Alaska Yerlileri beyazlarla eşit haklara sahipti.

Rusların Alaska gibi devasa bir toprağı ABD’ye nasıl sattıklarını anlattık. Belki küçük bir rolümüz var ama insan düşünmeden edemiyor;Türklerin masada olmadığı tek bir olay yok mu?

Kaynak:Tarih

habergulsehir.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort